Arama Çubuğu

Safamı Görüntüleme Sayısı

12 Ağustos 2007 Pazar

Dönüş Vakti

Demin Dilburnundan iskeleye gelirken üşümüştüm ya, vapura da yetiştim, ama biraz erken sayılabilecek bir vapur oldu bu kez:
Vapur Adı : Fahri Korutürk
Sefer : Büyükada : 20:45 - Heybeliada : 21:00 - Burgazada : 21:15 - Kınalıada : 21:30 - Kadıköy : 22:00 - Kabataş : 22:30
Hayret, bu saatte büyük vapur koymazlardı eskiden, ama bu seferki ilk herhalde.
Beni gelirken getiren vapur gene bana denk geldi bu kez.
Fakat üşümekten korktuğum için bu kez içerde oturdum, tabi uykum da götürdü bu arada.
Ee, o kadar ter, sorna da soğuk deniz banyosu, bir de üstüne elbiselerini değiştirmezsen olacağı bu tabi.

Deniz

Neyse efendim bu kötü olayı geçtik sonunda.
Yer ufacık, zemin taşlık, fakat su temiz, ama yüzücek kadar mesafe de yok. Ancak bir dalıp çıkılabilicek kadar bir su kıyısı.
Kıyı ama bakir koylar var ya çeşitli sahillerde, aynen onlara benziyor.
Denizden sonra da tekrar yola koyuldum ve iskeleye doğru yürüyüşe başladım.
Fakat bu sefer de hava da serinlemeye başladı, ben de üşüdüm tabi. Niyetim ilk vapura binip eve dönmek ve böyle güzel olması gereken bir günü bir zaman sonra tekrarlamak.

Dilburnu

Dilburnu Büyükada'nın batı tarafında uzunlamasına bir bölmedir. Giriş ücretli, 2.25 Ytl, piknik alanıymış çünkü.
Küçük ve bakir koylara inebilirseniz denize de girme şansınız olabilir.
Fakat daracık denizde başımdan bir küçük olay geçti, anlatmam lazım:
Fatih'in kara çarşaf mahalle zihniyetinde olan bir kendıni bir şey zanneden birileri tarafından küçük bir tartışmaya muhatap olmak mecburiyetinde kaldım.
Çıkmak için orda olmamam gerekiyormuş.
Bu çağda böyle zihniyet, olacak şey değil.
Sanki denizi parsellemişler, sadece kendilerinin.

Hagios Gheorghios

Büfeden çıktıktan sonra doğru Yücetepe istikametine hiç ama hiç durmadan tırmandım, tırmanış o tırmanış. Git git bitmez, ama benim tavşanlık özelliklerim de var -Buggs Bunny'nin İstanbul versiyonu, üstelik kendisi en sevdiğim karrakterdir- Keşke gerçekten hayatta olsa.
Neyse bu konuyu geçelim, payton neden binmedim derseniz pek sevmem ve sessizliği dinlemek hoşuma gider.
Fakat şimdi bir sorunumuz daha var: Ter! Üzerimden sicim gibi su akıyor. Kötü hazırlıksızlığım vardı ya, işte şimdi canımı sıktı, çünkü bu kez yedek Tea Shirt'im de yok, ne yapacaz?
En mantıklısı deniz girmek, ama bu saatte olur mu?

İpek Büfe 382 68 96

Büyükadada sakin bir mekan. Cadde kenarında aöa bu cadde İstanbuldakilere hiç ama hiç benzemiyor.
Bir de sinekler bize rahat verse, ama nerdee ...... ?
Biraz sorna yürüyüşe ve tırmaınşa başlayacam, malum energie toplamam lazım.

Büyükada

Beni tanıyanlar bilir, aslında ada olarak Büyükadacıyımdır eskiden, ve her sene en az bir kez gelirim buraya, benim arka bahçem gibidir, fakat bana bayağı bir uzak ve yorucu bir yerdir.
Çünkü çocukken ailemle adaya geldiğimizde her zaman Büyükadaya gelirdik, diğer adaları es geçerdik, ama bunlar geçti bitti.
----
BÜYÜKADA (PRINKIPO)
----
İstanbul adalarının en büyüğü ve ilçenin yönetim merkezidir.
Eski köşkleri, tarihi yapıları, kulüpleri ve mesire yerleriyle çok farklı bir yerleşim yeridir.
Kış nüfusu 6500, yaz nüfusu da yaklaşık 40000 kişidir.
Eskiden Rumların yoğunlukla yaşadığı adaya Osmanlı aydın ve yazarları da yerleşmişlerdi. Cumhuriyet dönemi boyunca devlet ileri gelenleri ile yüksek bürokrasinin yanısıra varlıklı kesimin de rağbet ettiği bir sayfiye yeri olmuştur. Ada bu dönemde yeni köşklerle süslenmiş, İstanbul halkının ve yabancı turistlerin günlük gezilerinin başında yer almıştır.
Yarısı ormanlarla kaplı olan ve eski eserlerinin hepsi koruma altında bulunan, çam mimoza akasya manolya erguvan melisa diyarı Büyükada, günümüzde İstanbul'un en önemli turizm merkezlerinden biridir.