Arama Çubuğu

Safamı Görüntüleme Sayısı

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Çilek Yolu

Boş

Akmerkez

Neyse efenim, çok çeşitli maceralardan sorna gelelim Akmerkez'e ...
Amacım sadece yemek yemek, çıktım en üst kata, baktım o kadar çok yer var ki, seç seç beğen bir koltuğu :-)

Ama orda da başıma çok tuhaf bir şey geldi, bir olayı bir türlü anlıyamadım, Akmerkez'de personellere yemek yerken beleş veya torpil mi yapıyorlar acaba?
Çünkü Burger'de yemek alırken kasadaki güzel kız benim personel olup olmadığımı sordu :-)

Keşke ben de bu soruya karşılık bunun nedenini sorsaydım ...
Ama artıkım bu konu için çok ama çok geç :-(

Bir dahaki sefere hedefim İstinye Park, açılalı beri çok methediyorlar, bakalım nasıl bir şeymiş ?!?

Devletin Treninde Olanlar

Şimdi trende gidiyoruz, Bakırköy'de trenin yarısı boşaldı, kalan yarısı da Zeytinburnu'da :-) Demek ki bu çorko tayfası bu mıntıkada oturuyor ...

Ben de Yenikapı'dan bir bus ile Beyoğlu'ya, ordan da metpoyla da gidiceğim yere, hem de hiç mola vermeden elbette ...
Fakat metrodan inince her zamanki gibi karnım acıkmasın mı?


Sabahtan beri hiç bir şey yemedim
Karnımız çok acıktı benim
Arkadaşım bana yemek ısmarlasana
Parasını alırsın sonra

Yeşilköy Çorkoları

Gecenin bir yarısı Boğaz'da kalmıştık ya, tarih değişti elbette şimdi, o kadar yoğunluğa bir kere daha gitmek lazım gerekti işte ...
Akşamüstü olunca aslinda aklımda olmamasına rağmen semtten dışarı çıktım ...

Hani her zaman adalardaki çorkolardan yazarım ama bu çorkolardan bizim Yeşilköyde de bayağı bir mevcuttur. Bunlar büyüyücek de adam olucak, ben de görücem :-(

İstasyonda Devletin Trenini bekliyorum, bu esnada içlerinden bir tanesini Polizei kimlik ibraz edemeyince aldı götürdü ... Aslinda biraz adama da benziyordu görünüşüne ve giyimine bakarak, ama ve lakin tipsizin uyuzun teki, ne de olsa çorko ...

10 Ağustos 2008 Pazar

Kızılkayalar

Kısaca bir cumartesi manzarası, fakat tüm bu olumsuzluklardan sorna en güzel yanı da Kızılkaya'daki hamburgerler, doğrusu üç saatlik otobüs yolculuğundan sonra harika gidiyor, size de tavsiye ederim, bana da zamanında sevgili Girlfriend'im önermişti, kulakları çınlasın ...

Hem Kızılkayalar olsun, hem de etraftaki diğer büfeler olsun, her gün yirmidört saat açıktır ve her zaman da adam da olur müşteri de bulunur. İyi ki varlar, sonuna kadar da var olsunlar.

Bir şey daha var, bu kez yanlız değildim, yanımda son zamanlarda içi sıkılan mamam da vardı.
Onun için içim bu kadar rahat, çünkü birbirimizin yanlarındayız, bu durumda beni merak etmez değil mi sizce?

Yeniköy - Taksim İki Buçuk Saat

Dönüş yolunda da otobüste öyle bir zaman kazığı yedik ki anlatamam. Yeniköy biniş 23:25, Taksim iniş 1:54 !!
Sebep mi sorarsın? Rumeli Hisar'dan Çırağan'a kadar sımsıkı bir trafik, çünkü görmemişin oğlu olmuş tutmuş ** [sansür] ** kopartmış misali ne kadar züppe varsa Layla ve Reyna, olmadıysa da bile Bebek'teki kafelerde barlarda :-)(

-Evet biz de zamanında bara da kafeye de gittik ama hiç bir zaman züppelik falan yapmadık-
Bu kadar da olmaz yahnie ...

Beykoz'daki Sürprüz

Beykoza geldik, Bus'ten indik, bir baktık ki ne görelim?
Meydandaki büyük çeşme kurumuş, suyu akmıyor !!

Neden acaba?

Biri beni bu konuda bilgilendirebilir mi abaca?

Üsküdarındaki Sıra

Beykoza gidiş yolunda sıra kavgası da vardı Üsküdarında ...

Ee tabi, tüm Bus'lar hatalı yerlerde dururlarsa mutlaka böyle kavgalar çıkar. Sıranın uzunluğu nerdeyse iki "Körüklü Bus" kadar, fakat her ne hikmetse kaç yıldır 15 güzergahında körüklü görebildiğimi söyliyemem, eğer yanılıyorsam beni düzeltin.

Hatalıysam "HATA" yazın, "0533 698 34 96" Nolu telefona gönderin, Orhan Baba'nın meşhur şarkısı "Hatasız Kul Olmaz" size gelsin :-)

Beykoz Bizde Bu Sene

Yazın son günlerini yaşıyoruz takvime göre, fakat sıcaklar ısrarla devam etmekte. -Aman etsin, çünkü kışın bu günleri çok arayacaz.-
Bugünkü prorgam değişikliği bizi Beykoz'a götürüyor bu kez.

Çünkü ara sıra değişiklik bazen iyi gelir, bu durumda da bunu yapmak gerekir.
Her hafta ada olmaz ve papaz da her gün pilav yemez, canı bazen de makarna çeker ...

7 Temmuz 2008 Pazartesi

Bahar'daki Dondurma

Bahar Pastahanesi dondurmasını düzeltmiş bu hafta, tadı damağımda kalıverdi.

Bu kez ayrılık hüznü beni daha bir derinden yaraladı, sanki bir daha gidemiyecekmişim gibi, inşallah yanılan ben olurum umarım.
Kısaca şöyle demeli, bunca zamandır Kınalılıyım, ilk kez süper bir günüm geçti bu kez ...

Akşam Denizi

Bu hafta denize girdiğim saatte etrafımda bir tane Allahın kulu yoktu sayılır, çünkü arka taraftaki placa gittiğimde saat çok geç olmuştu ...
Her şeye rağmen akşam denizi ve tabi gün batımı çok ama çok ihtişamlıydı, gökyüzü en sevdiğim renge bürünmüş, ışık da toprağa öyle bir yansımış ki o anın sonsuza kadar sürmesini istersiniz. Ama tek başınıza değil, yanınızda arkadaşınız da olucak, yoksa o muhteşem güzelliği yaşıyamazsınız, yaşasanız da anlıyamazsınız ...

6 Temmuz 2008 Pazar

Aşk İnsana Bir Kez Rastlar

Geçen hafta aşkım engel tanımamıştı, bu sefer de bir kez bulucağı resmen ortaya çıktı, çünkü gönlün nerdeyse kalbin de orda kalıyor, bunun yanında aklın da tabi :-)(
Fakat bir gerçek var, Ada benim sığınağım. Her ne kadar uzak da olsa, yolculuğu yorucu da olsa, içinde istemediklerin bazı kişiler de olsa, ki bu saydıklarım olmasa ada ada olmazdı.
Duymasını bilenlere çok güsel iananılmaz mizah malzemesi sunar ... Zaten bir şiirde sevgili şairimiz tasviratını yapmış, şu iki mısra çok güsel özetliyor:

"Parasız ya da paralı tam yazlıktır Kınalı
Fırsatını bulunca kendini adaya atmalı"

Aynı şiirin sonunda da slogan olucak şu cümleyi yazmış:

"Kınalı Ah Kınalı Senden Nasıl Kopmalı?"

Bir gün şiirin tamamını tercüme edersem size de yazarım bunu, ama bana hatırlatın olurmu?

30 Haziran 2008 Pazartesi

İlk Dönüş

Bu yıl da adanın sezonunu açtık hayırlısıyla.
Denizden sonraki uzun yürüyüş, arkadaşlarla sohbet, iskeledeki uğurlama törenleri falan filan feşmekan derken yine içime bir kocaman hüzün çöktü. Çünkü yine ** [sansür] ** ** [sansür] ** İstanbuluna dönüş zamanı geliverdi ne yazıkki :-(

Fakat bu kez dönüş yolculuğu çok eğlenceli geçti, üç adet gitarcı Kınalı'dan Kadıköy'e kadar biz yolculara kısa da olsa bir müzük ziyafeti çektiler.
Zaten fiziken ve kimyasal olarak yorgunum, tam zamanında yetiştiler. Burdan onlara koskocaman bir teşekkür ...

Kınalıadadaki Yeni Mekanlar

Adaya inince bu yaz bayağı eğlenceli geçecek sanırım diye düşündüm, sebebi de yeni mekanlar açılmış olması, ilk farkedilen "Marla Pastahanesi", dondurmalarını sergilemiş fakat henüz yemedim.
İkincisi de "Elmas Restorant", o da eski Cafe Pari'nin yerinde.
Bir gün bu ikisini de deniyicem, balakım sınıfı geçicekler mi?

Bu arada, akşamki Bahar Pastahanesinin her zaman ballandıra ballandıra anlattığım dondurmasının tadı birazcık garipti, neden acaba?

Çorko

Gidiş vaporundan sorna sırada adadaki çorkoların durumu var elbette.
Biri de bendeniz oluyor bu durumda, çünkü hafta sonları benim de onlardan herhangi bir farkım yok tabi :-)

İşte ilk çorko haberi size, bu hafta üç zaiyat var ne yazıkki :-(
İnsanın içi kalkar bu durumu görünce, fakat bir atasözü vardır "Eşşeği sağlam kazığa bağla, sorna Allaha emanet et" diye. Allah taksiratını affetsin fakat adalarda bu soruna bir çare bulmak artıkım elzem oldu.
Her yaz her pazar böyle. Geçen yıl da aynıydı, bu yıl da böyle başladı, muhtemelen gelecek yıl da aynısı olacak ...

Ada Vaporu Yandan Mı Çarıklı

Önce vapordan başlıyalım:
Öyle bir vapor düşünün ki şu anda Şirket-i Hayriye'nin değil tabi, artıkım İstanbul Deniz Otobüsleri bünyesine katıldıkları beri ne Şirket-i Hayriye, ne de Şehir Hatları diyebiliriz, yapım ve denize indiriliş tarihi bakımından mevcudlardan en eski olan, geçirmiş olduğu yenileme çalışmalarına rağmen bir çok eski özelliğini henüz kaybetmemiş, sadece koltukların düzeni ve her şeyden önemlisi renkleri değişmiş.
Adını da bu sezon bütün Evropa'nın ezberlediği, ki daha kafalarına vura vura ezberliyecek, çünkü bu yıl sadece bir başlangıç. Gün gelicek Avrupa'dan kupa almamız sıradan bir olay haline gelicek, hatta olmıya ki alamama durumlarında çok büyük sürprüz olucağı günler belki yarın belki de yarından da yakın.
Herhalde sanırım anladınız neden bahsettiğimi, fakat adını kesinlikle bu yazıda yazmıyıcam, kışıcam.



Neyse biz şimdi bu faslı bırakalım ve vapora dönelim:
Bu vaporumuzun benim üstümde çok emekleri vardır, mesela çocukken tam üç ay boyunca her gün hem de sabah ve akşam aynı vaporla Kadıköy - Eminönü hattında götürüp getirmesi, sornaları bir keresinde adadan arkadaşımı getirmesi gibi, bu sefer de beni sevgilime kavuşturdu işte.
Bir zamanlar bu vaporun bir ikiz kardeşi daha vardı, ama hem dizilişi bakımından ve nedense soğukluğu yüzünden pek hoşuma gitmezdi, şimdi nerde bilmiyorum.
Bir de üvey kardeşi daha vardı, hala da var, zamanında İtalyada yapılıp buralara kadar kendi imkanlarıyla gelmiş :-)

29 Haziran 2008 Pazar

Aşk Engel Tanımaz

Biliyor musunuz diyemem, çünkü kaç kişi bu yazılarımı okuyor bunu ben bilmiyorum. Fakat şu kesin ki altı kocaman aydır bu sayfaya bir tek kelime bile yazmıyorum.
En son Kurban Bayramında Adadaki dört ayaklı arkadaşlarımızı beslemeye geldiğim günden beri ilk kez Kınalı Adaya geliyorum. Özlemişim işte ....

Bir aşkım var benden çok uzakta
Mesafeyi saymazsak zaman var aramızda
Bunlar engel de olsa senin yolunda
Korkutamaz beni alt tarafı yüksek atlama

Çok uzun zamandır hasretim sana
Kollarını açıp beni kucaklasana
İnmedin zaten iskeleden karşılamaya
Çok özledim seni işte geldim sana

İçimde bir kaç yıldır kalan bir sevda işte, her yaz bir kaç defa Kınalıadaya gelmezsem olmaz, şimdiden hayırlı yazlar olsun, ada bizi bekler :-)

Yukardaki iki dörtlük bir şahsa değil, adanın kendisine ithaf edilmiştir.