Arama Çubuğu

Safamı Görüntüleme Sayısı

12 Haziran 2011 Pazar

Paşabahçe Vaporu

Bir zamanlar filonun Amiral Gemisiydi ...
Şimdi ise artık tek başına hareket edemeyecek şekilde bağlanmış ...


Uzaktan bir gemi şekli gördüm, benzetiyor muyum acaba derken yanına yaklaştım iyice, ama benim gözlerim yanılmaz kolay kolay, bunca yıldır denizlerde olan ve Yalova hattında efsane bir vapor ki normalde fırtınalı havalarda Büyükada'dan ileri biraz zor giderler, fakat bu vapor gövdesinin sağlamlığından mıdır yoksa aslinda savaş gemisi olduğundan mıdır bilinmez, her seferinde mutlaka Yalova'ya ulaşmış ve hiç bir seferinde yarı yoldan geri dönmemiştir.
(Kaynak : Wow Turkey)
Şimdi bunu okuyanlar Yalova'ya ne zaman gittiğimi soracaklar, hemen cevap yazayım, aslinda hiç bir zaman gitmedim, artıkım vaporla gitmek de olası değil, çünkü artık Yalova'ya deniz otobüsü ve hızlı feribot dışında denizden başka taşıt çalışmıyor.


İskelede görünce hemen yanına koştum, uzaktan da olsa kendisini görmek ve hasret gidermek için, fakat bir şey itiraf edeyim hayal kırıklığına uğradım, çünkü o eski muhteşem koltukları sökülmüş, hatta vaporun şimdiki hiç bir vaporda olmayan güçlü ve sağlam motorları bile yoktu, resmen olmuş sana bir kayık :-((


İçeriye koydukları bir görevli geminin artık burda kalacağını ve içerde gezmemin yasak olduğunu söyledi, fakat o kadar zaman ayakta nasıl duracak ben de merak etmiyor değilim, çünkü koskocaman 1700 koltuk kapasiteli gemide tek bir sandalye dahi bırakmamışlar, pencereden bile görünüyor :-((
O kadar ki İtalya'dan kendisi gelirken takılan original "Cantieri Navalli Di Taranto, 1952" yazılı pirinç levhayı bile sökmüş götürmüşler, Allahsızlar!


Geçmişe mazi derler, yaşananlar yanlarına kar kalır ...
O artık şimdi Beykoz Belediyesine ait ...
Artık Ada hattında olsun, Kadıköy hattında olsun, hem iskelelerinden hem de sadık yolcularından uzakta, Beykoz Belediyesinin karşısındaki iskelede sirk cambazlığı yapıp gelenlere eski günlerinin şatafatını anlatıp duracak, hem de bağlı ve motorsuz vaziyette :-((

Hoşçakal aşkım.

Çengelköy

İşte geldik sanırım Çengelköy'e ... Burası köyün girişi, gerçi geride çok daha fazlası olmalı ama oraları keşfetmek kolay değil, zaman lazım :-))
Size Ana Cadde boyunca bir kaç resimle anlatacağım burayı.


Eskiden burası top sahasıydı, iyi hatırlarım, şimdi moderin değnekçiler sayesinde araba parkı oluvermiş, gençler de sokaklarda serserilik yapmaktalar, çünkü biriken enerjilerini boşaltabilecekleri başka yer kalmamış.


Çengelköy Çarşısı
Şu anda hareketli bir gün, çünkü hava güzel, herkes dışarda :-))
Trafik derseniz o kadar sıkı ki, araba zor hareket etmekte.
İyi ki seçim var, yoksa hiç kımıldayamazdık :-) Sakın çaktırmayın.


Bura da Çengelköy'ün Çıkışı, İskeleden çıkıp Ana Yol'a gelir sonra da sola dönerseniz buraya çıkarsınız.
Resim Beylerbeyi İstikametine çekilmiştir.


Boğaz Yolunun olmazsa olmazı, her ne kadar İstanbul'da da bu manzara varsa bile en fazla Boğaz Hattında görülür, kaldırıma araba park edilir, geçecek bir santimetrekarelik yer kalmaz :-((
Bir de Avrupa Birliği'ne gireceğiz he?
Walla Avrupalılar bizi aralarına almamakta yerden göklere kadar haklılar.


Deminki resmin az ilerisi, yine aynı manzara, yine aynı dert.
Bir şey değil, yol da dar, arabaların arasından geçmek resmen ölüm, çünkü trafikteki araçların sürücülerine güvenemiyorsun ki ... Kör müdür şaşı mıdır belli değil. Yürümesini bilmeyen adam ehliyetini bakkaldan almış, veresiyeyle, daha borcunu bile ödememiş :-))


Bu resimde de çöpleri görmektesiniz, ama bir farkla, çöpler çöp tenekesinin içinde.
En azından bir gelişme görülüyor :-))


Burası da Anadolu Yakasının Boğaz Yolundaki ender sahilin resmi.
Millet stres atmak için oltasını alan balığa gelmiş.
Oldukça hoş bir manzara.
Ama insan geçenlere de bir parçacık yol bırakmaz mı?


Demin hatalı sollamadan bahsediyorduk, işte hadise neredeyse başıma geliyordu.
Fakat işin tuhafı hatalı sollayan bir İETT Aracı, bu ne perhiz bu ne lahana turuşusu?

Buradan sonra resimler kesiliyor, çünkü çok yoruldum, bir 15P hatlı araca atladım ve istikametimi Beykoz'a doğru yönelttim. Fakat 15P Beykoz'a kadar gitmez, Şişe Cam Fabrikasından sağa döner ve Paşabahçe'nin içlerine girer ... Fabrikanın önünden ileriye yürüyüş yolu mutlaka vardır, fakat bu sefer bir sürprüz gördüm, onu da o yazıda açıklayacağım.
Biraz merak edin, ne olur?

Metrobüs Bomboş

Ana Yol gerçek anlamda boş, trafik mi? Hak getire, keşke her zaman böyle olsa, fakat bu müstemlekede ne gezer? Tabi taş toprak altın dersen ipini koparan gelir buraya ... Gelirken de ehliyeti bakkaldan alır, sorna da trafik canavarı oluverir :-))
Ondan sonra da Boğazın Kuzey taraflarına iki adet şehir inşa etmek zorunda kalırsın, ama bu konu farklı bir konu, burası bunu yazmak için müsait değil.


Durağa ulaştım bir de ne göreyim?
Bugün bu saat Metrobüs bomboş :-))
Doğrusu harika bir yolculuk beni mi bekliyor nedir?


Floriye'den Zincirlikuyu'ya kadar hiç dolmadı, her durakta oturacak yer de vardı.
Fakat Zincirlikuyu'da araç değiştirmek zorundayız, çünkü bizim salak belediye Metrobüsü bile parçalama işletim sistemine sokmuş, tüm yolu kateden araç sadece geceleri çalışıyor.


Zincirlikuyu İstasyonu
Karşıya geçebilmek için mutlaka aktarma yapmanız gereken yer, hem burdan orya, hem de ordan burya ...
Çünkü Söğütlüçeşme'den gelen de son durak yapıyor, Avcilar'dan gelen de.