Arama Çubuğu

Safamı Görüntüleme Sayısı

24 Haziran 2007 Pazar

Dönüş Yolunda Başımdan Geçenler

Şimdi şanssızlık peşimi bırakmıyor, Kabataş'a geldim ya, ister misiniz bir de son treni kaçırayım?
Malesef bu da başıma geldi, tramvay sağolsun tam 24:00'da Galata Köprüsü'nden geçiyordu, tabi aynı saatte de Devletin Son Treni de hareket etti tabi. Sirkeci'den geçerken Gar göründü, tren yok tabi.
Tek çare tramvayla devam etmek, önce Zeytinburnu, oradan da metroyla Atatürk Havaalanı'na, sonra da taxi tabi.
İşin tuhafı, Zeytinburnu'nda metroyu da kaçırmayayım mı? Bir de onbeş dakka onu bekledik tabi, onu da kaçırsam artıkım orda yatmalı, çünkü sonra yok sabaha kadar.
Havaalanından taxi almak da bir sorun zaten, yakın mesafe diye yolcu alamk istemeyen taxiler de var. Ama bir yolunu buldum, eve geldiğimde saatler 1:00'i gösteriyordu.
Size tavsiyem, son vapurla gelirken Kabataş'tan tramvay yerine fünükülerle Taksim'e çıkıp ordan dolmuşla Yeşilköy'e gelmeniz, yoksa yolda kalma riskiniz var.

Günün Sonundaki Ayrılık

Vapurumuz geldi sonunda, artıkım yavaş yavaş geri dönüş vakti.
Vapur Adı : Mustafa Aydoğdu
Sefer : Büyükada 22:00 - Heybeliada 22:15 - Burgazada 22:30 - Kınalıada 22:45 - Kadıköy 23:15 - Kabataş 23:35
Artık Yaz Başı mıdır, Cumartesi midir, yoksa tembellik midir, ya da erken mi döndüler bilinmez, vapur tenha sayılır, nispeten boş. Ben de yan taraf sırada Ada tarafına oturdum, maksat Kınalı'yı gözetlemek.
Vapur yolculuğunu da özlemişim zaten, malum karşı yakaya da geçemiyoruz artık eskisi gibi.
Hava zaten sıcak, her taraf yanıyor, gecenin o saatinde bile. İlk esintiyi Burgazadadan Kınalıadaya gelirken aradaki boğazda hissettim.
Kınalı'ya niyet Heybeli'ye kısmet, her şeyde bir hayır var dedik, günümüz bitti.
Kınalı'ya gelirken dikkatimi çekti, adanın tüm ışıkları yanıyor, acaba şu an neler oluyor adada derken, vapur yanaşınca aynen Heybeli'deki gibi bir vaziyetle karşılaştım. Ancak arkalarından bir kısa el sallayabildim.
Ve vapur Kınalı'dan ayrılıyor, bendeniz de içinde tabi. Ama bu kez bir veda değil. Dokuz ay sonra ilk kez buralara gelişim.
Bu satırları okuyan herkes, Yaz Sezonunuz Hayırlı Olsun!

İskele Meydanı'ndaki Coşku

Artık geri dönüş zamanı. Yorgunluk ve ayaklarıma inen siyah sular da cabası. Çam Liman'dan iskeleye gelinceye kadar bayağı bir çok zorlandım zaten.
İskelede de vapurun hareket saatine kadar Popomundo'nun gerçek yaşam versiyonunu yaşadım. Hani konser faslındaki gibi. İskele Meydanı'nda Park Restaurant adlı mekanda bir gitarist ve bir klarnetçi müzisyen arkadaş düzgün bir konser programı yapıyor, halkı coşturuyordu. Yalnız müşterileri değil, meydandaki herkese paylaştırılmıştı bu coşku. Yanlış da olsa Ankara Türkülerini yorumladılar, sonra da program bitti, Dj de Cd'den müzük koydu.
Bu arada vapurumuz geldi, binmemiz gerekti, malum, meşgul adamın yolu uzundur.
Tabi Adalar'a gidip de dondurmasız dönülür mü?

Çam Limanı

Çam Limanı'na aslında ikinci gelişim. Tek değişen chaisse-lounge'ler. Tüm kumsalı parsellemiş.
Az sonra denize girip bu yılki siftahımı yapacam.
Hakikaten saat 20:00'da denize girebilmek cesaretini gösterebilen bir başka şahıs var mıdır acaba benden başka, kim bilir?
Hem Güneş, hem de Ay karşı karşıya. Bir de sinekler rahat bıraksalar ya...
Deniz derseniz yosun arasında kalmış birikinti sanki, git git derinleşmiyor. Çok sığ olduğu için yosun bağlamış. Neyse ama, karpuz kabuğu düşmüş suya.
Aslında tam kafa dinleyecek yer ama ben yoğun bir insanım, son vapura yetişmem lazım.

Deniz Cafe

Adres : Heybeliada Deniz Lisesi Karşısı
E tabi, Bahar Pastahanesi gibi olmasa da, oldukça sıcak bir mekan. Çarşı Yolunun Başı.
Biraz atıştırdıktan sonra yola koyuldum Çam Limanı istikametine doğru. Ama yolda yolumu kaybettim, zorla buldum sonra.
Bir de Sanatorium önünde bir itfaiye aracı acı acı bağırarak önümden geçti. İnşallah ada yanmıyordur.
Bir de yol yokuşlu, insanı acaip terletiyor. Tam spor yapılacak mekan.

Kınalı Olmadı, Heybeli Verelim

Sıradan bir Week-End tatili demeyelim ama akşamüstü işten erken çıkınca geç kalan tramvayın çeşitli tehirleri yüzünden 16:30 Kabataş'tan Adalar'a giden vapuru bir dakikayla kaçırmama sebep oldu.
Zaten şu vapur şirketinin ne yapmaya çalıştığını anlayabilen birileri varsa beri gelsin.
Vapur gidince ben de hemen yan taraftaki deniz otobüsü iskelesine baktım, Kabataş 16:45, Büyükada 17:20, Heybeliada 17:30 seferini yapmak üzere "Uluç Ali Reis" adlı deniz otobüsü yolcu alıyordu, ben de bindim.
Bu arada bir hatırlatma:
Akbille tramvaydan gelenler deniz otobüsünden tramvay ücretini exik ödüyor (4.60 - 1.25 = 3.35), denüz otobüsünden gelenler de tramvaya kontür düşmüyor.