Önce vapordan başlıyalım:
Öyle bir vapor düşünün ki şu anda Şirket-i Hayriye'nin değil tabi, artıkım İstanbul Deniz Otobüsleri bünyesine katıldıkları beri ne Şirket-i Hayriye, ne de Şehir Hatları diyebiliriz, yapım ve denize indiriliş tarihi bakımından mevcudlardan en eski olan, geçirmiş olduğu yenileme çalışmalarına rağmen bir çok eski özelliğini henüz kaybetmemiş, sadece koltukların düzeni ve her şeyden önemlisi renkleri değişmiş.
Adını da bu sezon bütün Evropa'nın ezberlediği, ki daha kafalarına vura vura ezberliyecek, çünkü bu yıl sadece bir başlangıç. Gün gelicek Avrupa'dan kupa almamız sıradan bir olay haline gelicek, hatta olmıya ki alamama durumlarında çok büyük sürprüz olucağı günler belki yarın belki de yarından da yakın.
Herhalde sanırım anladınız neden bahsettiğimi, fakat adını kesinlikle bu yazıda yazmıyıcam, kışıcam.
Neyse biz şimdi bu faslı bırakalım ve vapora dönelim:
Bu vaporumuzun benim üstümde çok emekleri vardır, mesela çocukken tam üç ay boyunca her gün hem de sabah ve akşam aynı vaporla Kadıköy - Eminönü hattında götürüp getirmesi, sornaları bir keresinde adadan arkadaşımı getirmesi gibi, bu sefer de beni sevgilime kavuşturdu işte.
Bir zamanlar bu vaporun bir ikiz kardeşi daha vardı, ama hem dizilişi bakımından ve nedense soğukluğu yüzünden pek hoşuma gitmezdi, şimdi nerde bilmiyorum.
Bir de üvey kardeşi daha vardı, hala da var, zamanında İtalyada yapılıp buralara kadar kendi imkanlarıyla gelmiş :-)
Adını da bu sezon bütün Evropa'nın ezberlediği, ki daha kafalarına vura vura ezberliyecek, çünkü bu yıl sadece bir başlangıç. Gün gelicek Avrupa'dan kupa almamız sıradan bir olay haline gelicek, hatta olmıya ki alamama durumlarında çok büyük sürprüz olucağı günler belki yarın belki de yarından da yakın.
Herhalde sanırım anladınız neden bahsettiğimi, fakat adını kesinlikle bu yazıda yazmıyıcam, kışıcam.
Neyse biz şimdi bu faslı bırakalım ve vapora dönelim:
Bu vaporumuzun benim üstümde çok emekleri vardır, mesela çocukken tam üç ay boyunca her gün hem de sabah ve akşam aynı vaporla Kadıköy - Eminönü hattında götürüp getirmesi, sornaları bir keresinde adadan arkadaşımı getirmesi gibi, bu sefer de beni sevgilime kavuşturdu işte.
Bir zamanlar bu vaporun bir ikiz kardeşi daha vardı, ama hem dizilişi bakımından ve nedense soğukluğu yüzünden pek hoşuma gitmezdi, şimdi nerde bilmiyorum.
Bir de üvey kardeşi daha vardı, hala da var, zamanında İtalyada yapılıp buralara kadar kendi imkanlarıyla gelmiş :-)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder